Konuyu görüntüle
IUCODERS FORUM > Duyurular > Diğer > akp kapatilsin, hali saha yapilsin
Yazar
muratk


avatar
Istanbul
Kayıt: 24.03.2006
19.09.2007-06:06 #27500
Rastgele girdiğim bir siteden alıntıdır. Okumanızı tavsiye ederim.

AKP KAPATILSIN, HALI SAHA YAPILSIN

“Tek Parti Olsun, Temiz Olsun”, “Düzgün bir demokrasimiz olamadı bari adam gibi bir totalitarizmimiz olsun”, “Daha da kötü bir Türkiye mümkün”, “Yeter artık olacaksa olsun şu darbe, CHP’nin duygularıyla oynamaya hakkınız yok” sloganlarıyla uzun ve geri dönülmez bir yola çıkmış olan Genç Siviller bu kritik süreçte yine üzerine düşen vazifeyi yerine getiriyor.


Ankara’daki istihbarat kaynaklarından “22 Temmuz’daki seçimi iptal edemezsek bari AKP’yi kapatalım” şeklinde konuşmalar yapıldığını öğrenen, kapatma davası ile ilgili ciddi ciddi bir dosya oluşturulduğunu duyan Genç Siviller tüm yurtta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve dış temsilciliklerde hazır ve nazır bulunan ispiyoncu genç sivillere haber saldı ve aşağıda bulunan AKP’yi sadece kapatmaya değil, üzerinden balyozlarla geçilip halı saha yaptırmaya yetecek kadar çok gerekçeyi topladı. Cumhuriyetin emanet edildiği şu çılgın gençler olarak biz vazifemizi yerine getirdik şimdi sıra kapatma dosyasını hazırlayan Cumhuriyet’in savcılarında.


Toplanan birbirinden korkunç gerekçelerden oluşan kapatma dosyasını 2 Haziran Cumartesi günü saat:12.30’da Galatasaray Postanesi’nden Cumhuriyet Başsavcılığına postaladık.

İşte AKP’yi Kapatma Dosyasından Çarpıcı Gerekçeler


AKP’nin gizli anlamı: AKP harflerinin gerçek anlamı ortaya çıktı. AKP’nin kuruluşunda görev almış bir yetkili, elimizde bulunan ses kayıtlarında; harflerin Adalet ve Kalkınma Partisi’ni değil Allah ve Kuran Partisi kelimelerini ifade ettiği, ancak şartlar olgunlaşmadığı için gerçeğin açıklanamadığını itiraf etti..


Bağcılar Lisesi’nde namaz skandalından sonra Hac skandalı: Namaz skandalı yaşanan Bağcılar Lisesinde yapılan incelemelerde kamuoyunu dehşete düşürecek yeni bilgilere ulaşıldı. Bodrum katının da altında olan bir dehlizde, öğrencilerin Kabe maketi etrafında hac farizalarına yerine getirdikleri öğrenildi.


Doğan Medya Center’da da namaz skandalı: Doğan Medya Center içinde bulunan yoga ve reiki salonunu saat:05.00’de temizlemek için gelen bir grup temizlikçi kadın başörtülülerini takarak salonda namaz kılmaya teşebbüs etmişler, bir cumhuriyet mitingi dönüşü gazeteye gelmiş bulunan Milliyet Gazetesi çalışanları, namaz kılma eylemini henüz kıyam halindeyken bastırmayı başarmışlardır. Temizlikçilerin AKP iktidarı döneminde işe alındıkları, AKP iktidarından cesaret alarak geçtiğimiz Ramazan ayında da oruç tutma eylemi yaptıkları ortaya çıkarıldı.


Lisede gerici ayaklanma: Avcılar Selami Yetişgil İlköğretim Okulu’nun bazı öğrencilerinin, okulun bodrum katında “ALLAH” olarak isimlendirdikleri görünmez bir varlığa ibadet ettikleri tespit edildi. Bir öğrenci babasının kızını ispiyonlaması üzerine ortaya çıkan habere göre; çocukların son zamanlarda davranışlarının değiştiği, bazı öğrencilerin kanatlarının çıkmaya başladığı, duvarlardan geçebildikleri ve hatta gözlerinden ateş çıkarabilenlerin bile olduğu öğrenildi.


Havadan konularla bile laikliğin altı oyuluyor: Meteoroloji Meslek Liseleri öğrencilerine 4 adet yağmur duası ezberleme zorunluluğu getirildiği iddia edildi.


İnsanları inanan ve inanmayan şeklinde kamplara ayırıyorlar: AKP’li Bakan tarafından atanan Mamak Milli Eğitim Müdürü, ÖSS sınavına girecek öğrencilere yaptığı konuşmada “ Allah hepinize sınavda zihin açıklığı versin” diyerek sadece Allah’ın sevdiği dini bütün öğrencilerin başarılı olmasını istediği, dinle daha limoni bir ilişkisi olan gençlerin ise yerle yeksan olmasını dilediği anlaşıldı.

AKP’li seçmen davranışlarında artan irtica eğilimi: 14 Nisan 2006 günü, AKP seçmeni olduğu tespit edilen 67 yaşındaki Hatice Benli, Gaziosmanpaşa – Bakırköy hattında çalışan belediye otobüsüne sağ ayağıyla bindi ve ayağını atarken içten içe “bissmillahirrahmanirrahimm” dedi.


AKP’nin Atatürk karşıtı kadrolaşma hareketi: AKP’li bakan tarafından yeni atanan Rize Tapu Kadastro Müdürü’nün odası boyanırken Atatürk resmi duvardan indirildi. Kullanım talimatnamesinde boyanın 12 saatte kuruyacağı belirtilmişken, resim 15,5 saat sonra yani 3,5 saat gecikmeli olarak tekrar eski yerine asıldı. Dolayısıyla söz konusu partinin Atatürk’ü hazmedemeyen kişilerle kadrolaşma yaptığı ispatlanmış oldu.


THY’nin başörtülü açık ayrımı yaptığı belgelendi: 25 Şubat 2004 tarihinde Ankara – Urfa uçağında başı açık bir kadına cam kenarı koltuk kalmadığı söylenmişken, daha sonra gelen türbanlı kadına cam kenarından yer verildiği belgelendi. Yolcuların biniş kartları da ekte delil olarak sunulmuştur.


Reklam panolarında şeriat provası. Konya Mevlana Müzesi karşısında bulunan reklam panolarına ünlü Amerikan porno yıldızı Carmen Elektra yeni filmi için reklam vermek istemiş, AKP’ye bağlı Konya Belediyesi bu talebi geri çevirmiştir.


İçki yasağında son perde: AKP, içki yasağı politikasını uygulamak için pilot bölge olarak Samsun Devlet Hastanesini seçti. AKP yönetimi tarafından başhekim yapılan imam hatip kökenli, Samsun Devlet Hastanesi başhekimi Kamil Çoban, siroz hastası 59 yaşındaki B.T. isimli hastasına, içki içmeye devam etmesi durumunda tedaviye devam etmesinin bir anlamı kalmayacağını söyleyerek, içki içmemesi konusunda baskı yaptı.


Antalya Saime Yahşigil İlköğretim Okulunda skandal: Antalya Saime Yahşigil İlköğretim Okulunda ders programı yapılırken, din derslerinin zihinlerin zinde olduğu sabah saatlerine, İnkılâp Tarihi derslerinin ise hemen öğle yemeğinden sonra, çocuklara rehavet çöktüğü saatlere konması dikkat çekti. Ayrıca, rehaveti arttırmak için İnkılap tarihi derslerinin olduğu günler yemekhanede ayran dağıtıldığı belirlendi. Tüm bunlarla körpecik beyinlerin dini bilgilerle doldurulması, Atatürkçülüğü ise öğrenecek takati kalmaması amaçlanıyor.


Odak olma suçu: AKP’de Mustafa çok Tansel az: DONAR araştırma şirketi tarafından yapılan çalışmada; AKP seçmenleri arasında, Mustafa, Ahmet, Ali, Ayşe, Havva gibi İslam kaynaklı isimlerin CHP seçmenlerine göre 3 katı fazla olduğu, buna karşın; Tansel, Çiyse, Berkecan, Sudesu gibi çağdaş isimlerden neredeyse hiç olmadığı tespit edildi.


AKP Belediyeleri’nin Yeşil Takıntısı: AKP’li belediyelerin geçmiş dönemlere göre iki kat fazla yeşillendirme çalışması yaptığı belgelendi. Şeriatı temsil eden yeşil ile rejim değişikliğine park, bahçe ve refüjlerden başladıkları açıkça görülmektedir.

Halka okunmuş su içiriliyor: AKP’li İstanbul Belediyesi Terkos ve Ömerli barajları kıyısında her Cuma günü 41 imama 41 yasin okutuyor. Okunmuş sular şebekeye veriliyor, bu sayede insanların dini duyguları coşturularak amaçlanan şeriat devleti için taban oluşturuluyor.


Ampul Gavur icadı: CHP’nin amblemi bir Türk savaş aleti olan OK, DP’nin amblemi yine bir Türk taşıma aracı olan AT iken AKP’nin sembol olarak Amerikalı Edison tarafından icat edilmiş AMPÜL’ü seçmiş olması Türkiye’yi Batıya peşkeş çekeceğinin en güzel kanıtıdır.


AB ile gizli anlaşma: Vatansever Türk Tugayları Konfederasyonunun internet sitesinde yer alan belgeye göre; Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB’nin Genişleme sorumlusu Oli Rehn ile gizli bir anlaşma yapmıştır. Anlaşmaya göre, Sinop – Mersin hattının doğusu Sözde Ermenistan ve Kukla Kürdistan devletleri arasında paylaşılacak. Ege bölgesi Helen cumhuriyeti olacak. İstanbul, sıcak sulara açılma emelinden bir türlü vazgeçmeyen Rusya’ya bırakılacak. Abdullah Gül’e jest olarak da Kayseri merkezli Gülistan İslam Cumhuriyeti kurulacaktır.

Gül’ün ismi Apo’dan: Yalçın Küçük’ün isabet buyurduğu üzere; Abdullah Gül’ün Kürt olduğu ve babasının da Abdullah Öcalan’a büyük muhabbet duymasından dolayı oğluna Abdullah ismini verdiği anlaşılmıştır. (Gül ile Apo’nun aşağı yukarı aynı yaşlarda olmaları bu gerçeği değiştirmez. Demek ki babası öngörülü bir insandı.)

Erdoğan Sabetaist Kızılderili kabilesinden: Yine Yalçın Küçük’ün tespitlerine göre Tayyip Erdoğan’ın Kızılderili Sabetaist Doğan Er kabilesinden geldiği, kimliğini gizlemek için ise soyadını Erdoğan yaptığı öğrenilmiştir.


Erdoğan neden Fenerbahçeli? Fenerbahçe’nin bayrağı sarı-laciverttir. Bayrak 15 dakika kezzaplı suda bekletildiğinde iki rengin karışmasından yeşil renk ortaya çıkmaktadır. Erdoğan’ın şeriat özlemi takım tercihinde bile kendini ele vermektedir.

Menderes’in köpek davasından sonra Erdoğan’ın kedi davası: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Van ziyareti sırasında hediye edilen(!) ve adını CANSU koyduğu kedisi yine Başbakan'ın inisiyatifiyle başbakanlık konutuna yerleştirilmiş ve konutun tüm imkanları kedi Cansu'ya seferber edilmiştir. Halkımız sefaletle boğuşurken bununla da yetinilmemiş, bir yabancı misyon şefinin getirdiği pahalı mama 'hill's' ve altın işlemeli tasma memnuniyetle kabul edilmiştir!! Geçtiğimiz yıl mart ayında birkaç günlüğüne konutu terk eden kedi Cansu'ya bu gayri ahlaki davranışından dolayı herhangi bir ceza verilmemiştir!


AKP iktidarı dini futbola bile alet etmiştir: AKP döneminde eşi türbanlı olan Ertuğrul Sağlam Beşiktaş teknik direktörü olurken, namaz kıldığı bilinen futbolcular sürekli ilk onbirlerde takımda yer bulmaya başlamışlardır. AKP iktidarı döneminde Anelka ve Aurilio’nun Müslüman olmaya zorlanması ve aynı iktidar döneminde İlhan Mansız’ın (İ.Mansız) ise futbolu bırakmak zorunda kalması da dikkat çekmiştir.





TTTFP
Yazar
halit


avatar

Kayıt: 26.02.2006
19.09.2007-06:10 #27501
http://www.gencsiviller.net/akpkapatilsin.html





Yazar
onur


avatar
Two Story Town
Kayıt: 14.01.2006
19.09.2007-08:46 #27502
içi boş bir yazi olmus.tired







Yazar
mustafa


avatar
Istanbul
Kayıt: 07.01.2006
19.09.2007-08:54 #27503
onur yazdi
 
içi boş bir yazi olmus.tired

içi boştan daha çok hiciv niteliği taşıyor bence...
Yukarıda espriyle karışık söylenen şeylerin benzerleri yapıldı. Basın haberin ayrıntısı yerine yine ayrıntının haberini vermeye devam ediyor.

Bağcılar lisesindeki namaz olayı.

Daha dün haberlerde izledim. Ne bileyim Gül'ün tören mangasını selamlarken ne dediği. "Allah'a ısmarladık" demesi dikkat çekmiş TV kanalına göre. Hepimizin ayrılırken söylediği bişeydir oysa ki.

"First lady nin ilk ziyaretindeki kıyafeti şaşırtmamış!". Ne yani, başını açmasını bekliyorlarmış.

Daha öncesinde. First lady ye kıyafet dayatmaları...

Komutanlar Cumhurbaşkanına yan bakmış...

Bundan önce Cumhurbaşkanım diyorlarmış da bu sefer Cumhurbaşkanı demişler.

Yani basın sürekli kavga çıkarıp, sonra karşıya geçip eğlenmek mi istiyor? anlamıyorum.











Yazar
suaksoz


avatar
Beypazarı
Kayıt: 23.01.2007
19.09.2007-09:20 #27504
AKP'nin yine ve eskisine göre daha çok halkın desteğini almış iktidar olmasının en önemli sebeplerinden birisi de muhalefetin akılcı, mantıklı muhalefet yapamamasıdır. Muhalefet; AKP söyle giyindi, "Allah'a ısmarladık" dedi, yok çok kaba konuştu, Besmele'yle işe başladı, Fenerbahçe'nin karışımı yeşil diye Fenerbahçeliler... gibi ayrıntılara ve bazı kişisel tercihlere takılıp hem halkı bezdiriyorlar, hem de yaptıkları muhalefeti artık önemsenmeyecek dereceye getiriyorlar.
Benim görüşüm; muhalefet, AKP'nin kendi tercih ve inançlarını tartışmaktan ziyade, AKP'nin yurtiçi ve yurtdışındaki yaptıkları ve yapacakları icraatleri eleştirmeye yönelmelidir.





Ya oldugun gibi görün, ya göründügün gibi ol.



Yazar
akgulozkan


avatar
istanbul
Kayıt: 12.12.2006
19.09.2007-10:41 #27506
suaksoz yazdi
 
AKP'nin yine ve eskisine göre daha çok halkın desteğini almış iktidar olmasının en önemli sebeplerinden birisi de muhalefetin akılcı, mantıklı muhalefet yapamamasıdır. Muhalefet; AKP söyle giyindi, "Allah'a ısmarladık" dedi, yok çok kaba konuştu, Besmele'yle işe başladı, Fenerbahçe'nin karışımı yeşil diye Fenerbahçeliler... gibi ayrıntılara ve bazı kişisel tercihlere takılıp hem halkı bezdiriyorlar, hem de yaptıkları muhalefeti artık önemsenmeyecek dereceye getiriyorlar.
Benim görüşüm; muhalefet, AKP'nin kendi tercih ve inançlarını tartışmaktan ziyade, AKP'nin yurtiçi ve yurtdışındaki yaptıkları ve yapacakları icraatleri eleştirmeye yönelmelidir.


katılıyorum..





Yazar
muratk


avatar
Istanbul
Kayıt: 24.03.2006
19.09.2007-11:13 #27508
Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur diye bir söz vardır. Muhalefet (ayrıca medya vs.), küçük beyni olduğunu kanıtlamaya devam ettiği sürece hiçbir şey düzelemez. Toplumumuzda bile hep kişilere yönelik konuşma yapıyoruz. Neymiş kapalı bir kız erkek arkadaşıyla parkta birşeyler yapmış. Banane yaptıklarından ve kızdan. Bi kapalı diye ben onu dinin temsilcisi olarak göremem ya. Abisinden, babasından korkarak kapanıp sonrada hep içinde saklayıp yapamadığı şeyleri bir anda ortaya çıkaran insandan ne beklenirki. Her şey beklenebilir belki fakat dinin temsilcisi olarak addedilmesi asla. Bilinçli olarak kapandıysa zaten böyle kelimelere maruz kalmazlar. Şu anda toplum olarak yaptığımız en büyük hatalardan birisi bu. Yine aynı şekilde farklı bir örnek olacak ama Atatürkçüyüm diyip ülkemizi ve halkı soyan o kadar insan varki. Örnek olarak Eti firmasını gösterebilirim. Yıllardır okulumuzda dahil olmak üzere paramız yeşil sermayeye gitmesin diye hep Etiden yada başka firmalardan alım yapıldı. Geçen günlerde Albay olan bir yakınımdan duyduğuma göre Eti, orduyu kendine mahkum olarak gördüğü için ve de Ülker den kesinlikle alım yapamazlar diye yüksek ücretlerle malını satmaya çalışıyormuş. Ülkerin 10 kuruşa sattığı şeyi bunlar 25 kuruşa satıyormuş. bu nedir şimdi. ticaret derseniz gülerim artık. Bu sadece biri. Daha başka şeylerde sayılabilir.

Velhasıl dinin ve atatürkçülüğün ticarete karıştırılmasına karşıyım. Aynı şekilde dinin devlet işlerine, devletin ve insanların da evdeki ve yaşamımızdaki tercihlere karışmamasını savunan bir kişiyim.
saygılar.





TTTFP
Yazar
orhan


avatar
istanbul
admin
Kayıt: 17.11.2005
19.09.2007-11:39 #27509
olay eti - ülker muhabbetine dönsün istemem ama ülkerin de etiden bir farkı yok.





N/A
Yazar
akgulozkan


avatar
istanbul
Kayıt: 12.12.2006
19.09.2007-11:47 #27511
muratk yazdi
 
Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur diye bir söz vardır. Muhalefet (ayrıca medya vs.), küçük beyni olduğunu kanıtlamaya devam ettiği sürece hiçbir şey düzelemez.


malesef türkiye'nin bir kez daha büyük beyinlere sahip olmadığını seçimler kanıtladı.. Hepimiz olaylarda takılıp kaldık ve asla felsefik ve ideolojik- ve politik bakamadığımız içindir ki iktidar yol yapıor, iktidar çalışıyor dedik.. Böyle dedik çünkü sadece olayları gördük, böyle dedik çünkü büyük beyinler değildik.. AB ve ABD ile ilişkiler noktasında AKP nin tavrının ne olacağı ve uluslararası kapitalist güce karşı nasıl bir politika izleyeceğini hiç düşünmedik.. Sonuçta tercihimizdende anlaşıldığı gibi Türk milleti derinlemesine düşünemiyor..

Ayrıca globalleşen dünya da kapitalizmin biçim değiştirdiğini de düşünürsek aslında çok farklı şeylerin yapılması gerektiğini anlarız. Çünkü senin firman benim firmam olayı günümüzde kalmamıştır ve kapitalizmin pazar ihtiyacı sebebiyle en ücra köşelerde bile dünyanın en ünlü markalarını görebilmekteyiz.. Sonuç olarak oyunu kuralına göre oynamak gerekiyor.. Belki de AKP nin strateji bu yönde...confused Büyük balık küçük balığı yutar hesabınot talking inş. yutulmayız..

Ülkenin birçok kazanımınında artık o dediğimiz globalleşen kapitalistlere kaptırınca sistemden dolayı daha iyi hizmet geleceğini düşündük.. Acaba doğru mu yaptık.. Yoksa çok mu basit düşündük.. Bunu hesabını ilerde kime keseriz bilmiyorum ama bilinen şu gerçek var.. Asla ve asla tiyatronun ön sahnesinde ışıkların önünde oynanan oyuna kanmamak gerekir..raised eyebrowraised eyebrow

Not:Olumlu bir eleştri olduğunu düşünerek yazdım.. Büyük beyin küçük beyin tartışmasına hiç girmeyelim..shhh Ama söylediğimin arkasındayım..





Yazar
orhan


avatar
istanbul
admin
Kayıt: 17.11.2005
19.09.2007-12:06 #27513
akgulozkan yazdi
 
muratk yazdi
 
Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur diye bir söz vardır. Muhalefet (ayrıca medya vs.), küçük beyni olduğunu kanıtlamaya devam ettiği sürece hiçbir şey düzelemez.


malesef türkiye'nin bir kez daha büyük beyinlere sahip olmadığını seçimler kanıtladı..

Türkiye'yi ayakta tutan bir parti yada 550 tane milletvekili değil. Devleti devlet yapan sensin. Bir gün memleket batacaksa senin yüzünden batacak. Bu olayı anlamış değilim. Devlet bireyden başlar. Sen ithale dayanırsan, yerli malı kullanmazsan, bir projeye ederinden fazla para verirsen devlet sana ne yapsın. Başta AKP olsa ne yazar CHP olsa ne yazar. Farkında olmadığın şey nası uyutulduğun. Hala olmuş bitmiş olayın geyiğini yapıyorsun. Yok memleket buyuk hata yaptı. Hade ya harbi mi? Onumuzdeki 5 sene bunu konuş sen.





N/A
Yazar
muratk


avatar
Istanbul
Kayıt: 24.03.2006
19.09.2007-12:15 #27514
orhan yazdi
 
olay eti - ülker muhabbetine dönsün istemem ama ülkerin de etiden bir farkı yok.


ben özellikle parasal meselelere ve özellikle birşeylerin birşeylere alet edilmesi konusunda örnek vermeye çalıştım. yoksa tabiki birbirlerinden bi farkı yok.

akgulozkan yazdi
 
malesef türkiye'nin bir kez daha büyük beyinlere sahip olmadığını seçimler kanıtladı.. Hepimiz olaylarda takılıp kaldık ve asla felsefik ve ideolojik- ve politik bakamadığımız içindir ki iktidar yol yapıor, iktidar çalışıyor dedik.. Böyle dedik çünkü sadece olayları gördük, böyle dedik çünkü büyük beyinler değildik..


insanları kapalı ve açık, laik ve antilaik, zengin ve fakir, siyah ve beyaz olarak niteleyen bir zihniyet elbetteki senin gibi şunu seçenler küçük beyinli, bunu seçenler büyük beyinli diye niteleyecektir. çünkü burjuvazi heryeri sarmış. illaki birileri en üstte diğerleri de en aşağıda olacak.





TTTFP
Yazar
akgulozkan


avatar
istanbul
Kayıt: 12.12.2006
19.09.2007-12:40 #27516
orhan yazdi
 
akgulozkan yazdi
 
muratk yazdi
 
Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur diye bir söz vardır. Muhalefet (ayrıca medya vs.), küçük beyni olduğunu kanıtlamaya devam ettiği sürece hiçbir şey düzelemez.


malesef türkiye'nin bir kez daha büyük beyinlere sahip olmadığını seçimler kanıtladı..

Türkiye'yi ayakta tutan bir parti yada 550 tane milletvekili değil. Devleti devlet yapan sensin. Bir gün memleket batacaksa senin yüzünden batacak. Bu olayı anlamış değilim. Devlet bireyden başlar. Sen ithale dayanırsan, yerli malı kullanmazsan, bir projeye ederinden fazla para verirsen devlet sana ne yapsın. Başta AKP olsa ne yazar CHP olsa ne yazar. Farkında olmadığın şey nası uyutulduğun. Hala olmuş bitmiş olayın geyiğini yapıyorsun. Yok memleket buyuk hata yaptı. Hade ya harbi mi? Onumuzdeki 5 sene bunu konuş sen.


Banane kim kimi seçmiş.. Ayrıca memleket büyük hata yaptı demedimnot talking.. Bu benim tesbitim, kimseyi bağlamaz.. Önümüzdeki 5 yıl da bunu konuşmayacağım açık.. AKP nin neler yaptığını yakın biçimde takip edeceğim.. Ve neler yapmadığını... Zaten topu topu 1 oy hakkım var neyi değiştirir.. whistlingtonguetongue





Yazar
ozkanoncu


avatar
Istanbul
Kayıt: 08.01.2006
19.09.2007-16:10 #27539
muratk yazdi
 
Toplumumuzda bile hep kişilere yönelik konuşma yapıyoruz. Neymiş kapalı bir kız erkek arkadaşıyla parkta birşeyler yapmış. Banane yaptıklarından ve kızdan. Bi kapalı diye ben onu dinin temsilcisi olarak göremem ya. Abisinden, babasından korkarak kapanıp sonrada hep içinde saklayıp yapamadığı şeyleri bir anda ortaya çıkaran insandan ne beklenirki. Her şey beklenebilir belki fakat dinin temsilcisi olarak addedilmesi asla. Bilinçli olarak kapandıysa zaten böyle kelimelere maruz kalmazlar.


Kültür ve Eğitim düzeyi düşük toplumlarda bireylerin felsefik tartışmalar içine giremeyeceği aşikar. Toplumun kültür düzeyini yükseltme görevini üstlenen Milli Eğitim Bakanlığı bunu yapmak yerine nasıl yaparızda Türbanı üniversiteye sokarız, nasıl yaparız da okullarda herkese zorla din dersleri veririz, nasıl yaparızda daha dindar insanlar yaratırız veya nasıl olurda kendimize kul veya mürid yaratırızın peşine düşüyor. Medya organlarıda bunu destekliyor, son yıllarda kadın programı adı altında yapılan dedikodu programlarıda bu anlayışı destekliyor. Toplumun kültür düzeyini yukarı taşıması gereken medya, sokak kültürünü tüm topluma pompalıyor. Kültür düzeyimizin düşüklüğünü eleştirirken dahi eleştirdiğimiz yanlışa kendimizde düşerek kapalı bir kadının hangi durumlarda dinin temsilcisi olamayacağını kendi değer yargılarımıza ve doğrularımıza göre belirliyoruz. Zaten bilinçli olsaymış böyle böyle yapmayacakmış. Acaba kapalı olmayan kadın veya kapalı olmayan daimi olarak açık olan erkek hangi durumlarda dinin temsilcisi olma görevinden mahrum kalacak. Bunlarıda söylesek tam olacaktı. Ayrıca durup sormak gerekir acaba o kişiler neden içinde bir şeyleri saklamışlar. Niye saklamak zorunda kalmışlar. İçinde sakladıkları şeyleri yapmaya hakları yokmudur. Bunları yapınca dinden mi çıkarlar. Bunun kararını kim verir. İnanç bireysel değil midir? Günah ve Sevap puanları başkalarının hanelerine mi yazılmaktadır yoksa?








Bozuk düzende saglam cark olmaz. Carklari degil, düzeni degistirmek gerek!!!!!!
Yazar
ozkanoncu


avatar
Istanbul
Kayıt: 08.01.2006
19.09.2007-16:14 #27540
Ece abladan güzel bir yazı.
Ben de kapanmak istiyorum!

Yakın zamanda başörtüsü üzerine birkaç yazı yazdım. Örtülü kadınların örtüsüz kadınlara nasıl baktığını sordum. Tartışma da çıktı, yazıldı, çizildi. Hatta tartışma Türkiye sınırlarını aştı, El Cezire kanalı bu yazılar üzerine bir haber yaptı. Peki memleket sınırlarını aşan ve bugün artık anayasa çalışmalarının dolandığı bu örtü meselesi nedir hakikatte?
Ya da başka bir soru sorayım:
Bu memlekette örtüsüz kadın var mıdır?
Bir daha sorayım:
Bu memlekette örtüsüz kadın var mıdır?
Bu memlekette kendini örtüsüz zanneden kadınların hakikatte kaçı örtüsüzdür?

Cumhuriyet kadını da...
Başörtüsü, benim fikrimce, bu ülke kadınlarının cumhuriyetin ilanından sonra ortada bırakılışlarına verdikleri bir cevaptır. Hatta kendi cinslerini, cinsel kimliklerini korumak için verdikleri içgüdüsel bir cevaptır. Çünkü cumhuriyet, kadını toplumsal hayata katabilmenin tek yolunu onu cinsiyetsizleştirmekte bulmuştur. Kadını, "cinsiyetsizlik" örtüsüyle "örtünerek", "kapanarak" toplumsal hayata girmeye teşvik etmiştir.
Kadın olarak toplumsal hayatın içinde var olmak ise hâlâ, bugün bile tehlikelidir. İşyerinde tacizler, sokakta sözlü saldırılar... Bu, devlet hukukuyla da işleyişiyle de kadını erkek egemen düzenin "Hem çalış hem de eskisi gibi evinin kadını ol" ikiyüzlülüğüne karşı koruyamamıştır.

Örtü zırh verir insana...

Bu rejim, "Hem çağdaş ol hem de geleneksel kal" baskısına karşı kadını erkek düzeni karşısında tek başına bırakmıştır. 70'lerin sol hareketleri bile kadına "Hem devrimci ol hem de feodal düzenin namuslusu" dememiş midir?
Bugün, bu kadar çağdaş elitimiz bile iş yerlerinde "genç güzel kadınları" yumuşak yumuşak, ince ince taciz etmiyor mu? Bu ikilemlere hangi insanın benliği dayanır?
Örtü, "Ben kadınım ve bana zarar verirsen bir kadına değil, bir Müslümana saldırmış olursun" zırhını verir insana. Cumhuriyetin devrimleri ve sonrasında o devrimlerin gündelik hayatta uygulanışı kadınlara erkek egemen düzene karşı sosyal veya hukuki olarak bu kadar güçlü bir zırh sağlayabildi mi? Cevabını bütün kadınlar bilir.

Nevresime girmek
Bu kadar yazıp çizmeme, hiçbir dine inanmamama rağmen, itiraf edeyim ki, bu ikiyüzlü erkek dünyası içinde bazen ben bile kapanmak istiyorum. Türban takmak, çarşafa girmek değil, üstüme büyük bir nevresim çarşafı örtüp çıkmak istiyorum sokağa. Ve eminim işini gücünü yaparken binlerce tacize maruz kalan bir çok kadın da böyle istiyordur.
Ama biz bu kapanma işini cumhuriyetin bize öğrettiği gibi yapıyoruz; cinsiyetsizleşerek. Başörtülü kadınlar da kendi mahallelerinde onlara öğretilen şekilde yapıyor; tesettüre girerek.

Mağdursun, mağdurum

Ve şimdi kadınlar, yeni bir toplumsal projenin "sorunsalı" olarak anayasa çalışmalarının tam göbeğine oturtuluyorlar. Apaçık söyleyeyim; pratikte taciz edilmeden çalışmak, sosyalleşmek istediği için kapanan birçok kadın, anayasayı hayatlarında bir kez bile görmemiş ve görmeyecek olmasına rağmen bu yeni projenin vitrin mankenleri haline getiriliyorlar. Çekiştiriliyorlar.
El Cezire'den gelen muhabir, "Hayrünnisa Hanım'ın mağdur olduğunu düşünmüyor musunuz?" diye sormuştu. Hayrünnisa Hanım nispeten ne yaptığını biliyor ve bunun ödülü olarak şu anda First Lady oluyor. Hatta onun başörtüsü eşini cumhurbaşkanı yaptı. Ama benim mağdur olarak gördüğüm başörtülü kadınlar var. Başörtüsü sebebiyle mağdur edilen, çekiştirilen kadınlar.
Ve bu kadınlar hep söylendiği gibi sadece Kemalistler tarafından değil, öncelikle kendilerini bu toplumsal projenin mankeni yapan siyasi hareket tarafından önce nesne durumuna düşürülüp sonra da mağdur ediliyorlar. Tıpkı benim cinsiyetsizlik örtüsüyle başımın bağlanması gibi... Tıpkı benim gibi...

Ece Temelkuran

http://www.milliyet.com.tr/2007/09/19/yazar/temelkuran.html





Bozuk düzende saglam cark olmaz. Carklari degil, düzeni degistirmek gerek!!!!!!
Yazar
muratk


avatar
Istanbul
Kayıt: 24.03.2006
19.09.2007-17:36 #27542
ozkanoncu yazdi
 


Kültür ve Eğitim düzeyi düşük toplumlarda bireylerin felsefik tartışmalar içine giremeyeceği aşikar. Toplumun kültür düzeyini yükseltme görevini üstlenen Milli Eğitim Bakanlığı bunu yapmak yerine nasıl yaparızda Türbanı üniversiteye sokarız, nasıl yaparız da okullarda herkese zorla din dersleri veririz, nasıl yaparızda daha dindar insanlar yaratırız veya nasıl olurda kendimize kul veya mürid yaratırızın peşine düşüyor. Medya organlarıda bunu destekliyor, son yıllarda kadın programı adı altında yapılan dedikodu programlarıda bu anlayışı destekliyor. Toplumun kültür düzeyini yukarı taşıması gereken medya, sokak kültürünü tüm topluma pompalıyor. Kültür düzeyimizin düşüklüğünü eleştirirken dahi eleştirdiğimiz yanlışa kendimizde düşerek kapalı bir kadının hangi durumlarda dinin temsilcisi olamayacağını kendi değer yargılarımıza ve doğrularımıza göre belirliyoruz. Zaten bilinçli olsaymış böyle böyle yapmayacakmış. Acaba kapalı olmayan kadın veya kapalı olmayan daimi olarak açık olan erkek hangi durumlarda dinin temsilcisi olma görevinden mahrum kalacak. Bunlarıda söylesek tam olacaktı. Ayrıca durup sormak gerekir acaba o kişiler neden içinde bir şeyleri saklamışlar. Niye saklamak zorunda kalmışlar. İçinde sakladıkları şeyleri yapmaya hakları yokmudur. Bunları yapınca dinden mi çıkarlar. Bunun kararını kim verir. İnanç bireysel değil midir? Günah ve Sevap puanları başkalarının hanelerine mi yazılmaktadır yoksa?



senin amacın belli. olayı malum gündemimiz olan türbana yönlendirmek. bu sebeple yazılanlara üzülerek söylüyorum at gözlüğüyle bakmışsın. ben diyorumki dışarıdaki herhangi bir kişi bir şeyin temsilcisi olamaz ve de gösterilemez. fakat ne yazıkki yukarıda yazdığım kapalı kız olayı gibi "bak dindar olanda yapıyor" görüşlerine meydan veriyor. demekki yinede birşeyler temsilci olarak görülüyor. o kişi her ne kadar bu temsilden haberdar olmasada pire için yorgan yakılıyor. Bu sebeple temsil edici konumda olan kişilerin daha bilinçli hareket etmesini söylemekten başka bir diyeceğim yok. kesinlikle kapalı-açık ayrımına girmedim. sadece toplumsal bir söylemi ifade etmeye çalıştım.





TTTFP
1 2
Del.icio.us
Digg
Facebook
Furl
Google
Blink
Simpy
Spurl
Y! MyWeb